Yaklaşık 4-5 sene önce Londra’da ki bir İtalyan lokantasında gördüğüm
manzara gözümün önünden hala gitmiyor; 5 çocuklu bir aile, çocukların yaş
ortalaması 3-13 yaş olabilir, ve büyükten küçüğe hepsi birer yetişkin gibi
oturmuş çatal bıçak kullanarak sessizce yemek yiyorlar! Olağandışı bir manzara! Çok iyi hatırlıyorum
yemek sonuna kadar ağzım açık kalmıştı. O zaman henüz çocuğumuz yoktu.
Çocuğum olduğunda ise bu manzara aklıma çivilendiğinden İngiltere’deki
anneleri daha bir izlemeye başladım.
Çocukları ağlayınca İngiltere’deki anneler nasıl tepki veriyorlar, nasıl
disipline ediyorlar, ne yedirip ne içiriyorlar, hangi kitapları okuyorlar...
Çünkü genel edindiğim izlenim hep Türk çocukların şımarık, yabancı çocukların
ise terbiyeli ve laf dinler olduğuydu ve
bu işin sırrını çözmeyi kendime görev bilmiş haldeydim.
Üç senedir inceliyorum. İngiltere’deki
annelere bakın nasıl çocuk büyütüyor:
1.
Çocuk
her ağladığında ona yüz vermeyerek (Tek önceliğim sen değilsin, benim de bir
hayatım var);
2.
Yerden
yemek yemesine müsade ederek (Eninde sonunda mikroplarla tanışmak zorundasın);
3.
Çocugun
arkasından elinden çatalla koşarak yemek yedirmeyerek (Yemeğini yemezsen aç
kalmayı kabul etmek senin seçimin);
4.
Suların,
çamurların içine girip çıkmasına aldırmayarak (Ancak çocukken yapabilirsin
bunları o yüzden eğlenmene bak);
5.
Çocuk
bir restoranı birbirine katarken şarabını yudumlamaya ve sohbete devam ederek (Boşuna
ilgi çekmeye çalışma, her yerin bir kuralı var);
6.
Türkiye’deki anneler gibi yemek işini abartmak yerine vakitsizlik halinde tüpün içine
yerleştirilmiş hazır yemek ve yoğurtları yedirerek (Sana her gün yemek pişirmek
isterim ama o zaman temizlik, alışveris, ütü, arkadaşlarımla buluşma gibi diğer
işleri yapmama fırsat kalmaz. Zaten yemek pişirmeyi de çok sevmem, o yüzden
hazır yapılmışını yemen de sakınca yok);
7.
Kış veya
yaz farketmeden incecik tshirt veya anorakla çocukları cıbıl cıbıl parka oynamaya
yollayarak (Biraz çeliklenmende sakınca yok, her zaman seni saracak sıcak
kıyafetlerin olmayabilir);
8.
Sokakta
ağlama krizi geçiren yerden yere yuvarlanan çocugun ağlamasını, bir köşeye
çekilip hiç bir şey demeden bitirmesini
bekleyerek (Ağlaman bitince haber ver, karşıdaki dükkana girmek istiyorum);
9.
Çocuğuna
pahalı ve sayısız oyuncaklar almayarak (Evimiz kücük, fazla oyuncak kafanı
karıştırır, ayrıca bizim zamanımızda bu kadar oyuncak yoktu);
10.
Kıyafet
seçimini abartmadan ve bütçeyi kırmadan en uygun yerlerden yaparak (Zara, Gap,
H&M, Mothercare, Next sevdiğimiz ve begendiğimiz dükkanlar. Hem de ben de
oralardan alışveriş yapıyorum, hayatı abartmaya gerek yok).
Tabi böyle bir anneden yetişen çocuk da genelde aileye şımaracak bir
pozisyon bulamıyor. Bir de İngiltere’deki aileler, her ne kadar çoğu minimum 3
çocuk yapsa da, bizim Türk aileleri gibi birbirine aşırı bağlı ve müdahaleci
değil. Zaten ancak Noel (Christmas), Yılbaşı ve Paskalya (Easter) gibi uzun
tatillerde beraber oldukları ve herkes kendi evinde kendi hayatını yaşadığı
için anneanne, babaanne ve dedeler de çocukları şımartacak vakit bulamıyorlar.
Beraber olduklarında ise, aile büyükleri anne ve babanın sınırlarını aşmadan,
kurallarını çiğnemeden torunlarını seviyorlar. Bazen bu yaklaşımı soğuk ve
mesafeli bulmama rağmen çocukların üzerindeki olumlu etkinin muazzam olduğunu
düşünüyorum. Bence denemeye değer!
Sevgiler,
Yeşil
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBiz türklerin çocukları cok yaramaz
YanıtlaSilCok yüz verip üstüne düşmemek gerek
YanıtlaSilBen katilmiyorum sahsen robot gibi bir cocugum cocugum olsun isdemem siz anlatirken bile yok artik dediyim dogrudur sevgisiz buyuyen cocuk canlandi nedense gozumde
YanıtlaSilKesinlikle öyle sevgisiz oluyorlar çok haklısınız. Yazar için söylüyorum bunu bu sadece ingilzilere has bi durum değil avrupa akdeniz taraf-ı hariç ve amerika durum bu şekilde. Sevgisiz bencil saygısız çocuk oluyor bu şekilde. Konu uzunda buradan yazamayacağım şuan. Herşeyin ortası kararında olanı makbul ne bu kadar umursamaz nefe hayati zindan edecek şekilde olmamalı. Ki bu gerçek çocuk büyük bir sorumluluk ve belli bi temel verip bir noktaya getirmeden benim hayatım ne halin varsa gör diceksen yapmayacaksın çocuk... siz bi o masayı görmüşsünüz sanırım iyi kismink uzun zamanlar farklı ülkelerde gözlemleme şansınız olsa eminim ki bu yazıyı yazmazdiniz.
SilBiz o kadar rahat toplum değiliz maalesef.önceliğimiz hep çocuklar.
YanıtlaSilVay be yapmak isterim ama yapamamki
YanıtlaSilBen asla yapamam öyle yavrum orda aglarken bi kenarda duramamki😂etrafı dagıtmasına izin veremem
YanıtlaSilKendimden önce yavrularım derim ben 🥰💓💓💓💓💓
YanıtlaSilBilmiyorum ya bu kadarıda biraz abartı bu kadar bakmaya gönlün yoksa neden beş çocuk doğurursun...
YanıtlaSilOnlarda aile yok .yaşlandıklarında direk bakım evleri .Türkler iyidir bisverin sevin sinirsizca çocuklarınızı
YanıtlaSilBurada anlatılan tutumlar ailenin sevgisiz olduğunu göstermiyor kesinlikle.Ailenin çocuk istemediğini de göstermez.Aile sadece karakter eğitimi veriyor. Hangi durumda nasıl davranılmalı ki çocuk saygısız,şımarık ve kural tanımaz olmasın. Bu sadece nerde nasıl davranılacağını öğretmek. Bilinçli ve çok okuyan ebeveyn olmak lazım.Çocuklar zehir gibi maşallah.
YanıtlaSilOnun dışında sevginizi de gösterin. Beraber oyunlar da oynayın. Etkinlikler de yapın. (Montessori özellikle)
Türk çocukları şımarık demişsiniz hayır katılmıyorum biz vicdanli inançlı insanlarız ne bı anne olarak kışın incecik bluzla çocuğumu parka gönderirim ne de o açken rahat yemek yerim biz bebeklerimize hazr gıda yerine saatler verip evde yoğurdunu çorbasını yapıyoruz bu o ağlayınca anne yüreğimiz dayanmadigi için kiyamayiz bu anneliktir . Burda okuduğum hiç bı madde bı anneyi yansıtmıyor üzgünüm onların bebekleri kıymetli değilse Türklerin sorunu değil. Bizim türk annelerimiz vicdanlı merhametli ve evlat sevgisini en üstte tutandir . Evlat herseyimizdir.
YanıtlaSil