21 Ekim 2013 Pazartesi

Londra Film Festivali ve Bu Sene Öne Çıkan Filmler





Bu sene 57. Londra Film Festivali 9 Ekim’de Tom Hanks’in Filmi “Kaptan Phillips” galası ile başladı.  Ne yazık ki vakitsizlik nedeniyle bu sene film festivaline bilet alamadım. Fakat festival kitapçığını yine de inceleyip sene içinde en çok seyretmek istediğim 10 filmi epey elemelerden sonra işaretledim. Bu filmlerin bazıları muhtemelen sinemalara düşer, diğerlerinin de ya DVD'lerini bularak ya da Apple Store’dan indirerek bir şekilde izleme niyetindeyim.  Eminim büyük çoğunluğu da 2014 Oscar ödüllerine aday olur, bekleyip göreceğiz.


1. Kaptan Phillips: 2009’da Somalili korsanlar tarafından kaçırılan Amerikan gemisini, Kaptan Phillips (Tom Hanks) ve mürettebatını konu alıyor. Bourne serisini çeken yönetmen Paul Greengrass imzalı.




2. Bay Banks’ı Kurtarmak (Saving Mr.Banks): Tom Hanks’in bu sene içinde gösterime girecek ikinci filmi. Aynı zamanda da Londra Film Festivali’nin kapanış gala filmiydi. Collin Farell, Emma Thompson gibi diğer ünlü oyuncular da var.  Mary Poppins yazarı PL Travers’in (Emma Thompson) kitabının senaryo yazım aşaması için Londra’dan Hollywood’a gelmesiyle başlayan olaylar serisini ve Walt Disney (Tom Hanks) ile tanışmasını sihirli dokunuşlarla  işleyen eğlenceli bir film. Yönetmeni Lee Hancock.




3. Labor Day: Amerika’daki İşçi Tatili haftasonu bir anne (Kate Winslet) ve oğlu (Gattlin Griffith) bir alışveriş merkezi otoparkında yaralı bir adam (Josh Brolin) bulurlar ve bu adam garip bir şekilde hayatlarına girerek hem kalbi yaralı anneyi hem de çocukluktan gençliğe geçiş yapmakta olan genci etkiler. Hem romantik hem de güçlü duyguları işleyen bir film deniliyor.Yönetmen “Juno” ve “Up In the Air” filmlerini çeken Jason Reitman.




4. Inside Llewyn Davis: Coen kardeşlerden eğlenceli bir film daha. 1960lı yıllarda bir türlü solo olarak çıkış yapamayan Llewyn Davis (Oscar Isaac)’ın hikayesini anlatıyor. Justin Timberlake’den en son “Great Gatsby” de oynayan Carey Mulligan’a kadar geniş bir kadrosu var.  Hem komik hem düşündürücü hem de müzik açısından doyurucu bir film denmiş.




5. The Epic of Everest: Bu film sinemalara düşmeyebilir. İngiliz Film Endüstrisi (BFI)’nin arşivlerindeki en dikkat çekici dokümenter diye geçiyor. 1924 yapımı ama BFI tarafından restore edilmiş. Everest’e tırmanma denemelerinin 3.sü yapılırken hayatlarını kaybeden dağcılar George Mallory ve Andrew Irvine’ını anlatan dokümenter sonunda bu dağcıların tepeye ulaşıp ulaşmadıkları sorgulanan konular arasında. Aynı zamanda da Tibet hayatını filmleyen ilk eserlerden biri olduğu söyleniyor.




6. Don Jon: “10 Things I Hate About You,” “Inception,” “Django Unchained,” “500 Days of Summer” gibi son dönemde beğendiğim filmlerin hepsinde oynayan Joseph Gordon-Levitt yine başrolde. Bu film, porno filmlerine düşkün olan Jon Martello’nun bir kız arkadaş bulmasıyla yaşam ve eğlence şeklini değiştirmek için yaptığı uğraşıları anlatıyor.




7. Like Father Like Son: Bu film 18 Ekim’de Londra sinemalarında gösterime giriyor. En çok görmek istediğim filmlerden biri.  Doğum sırasında karışan iki çocuğun yıllar sonra gerçek aileleriyle buluşmalarını anlatıyor. Japon yapımı. Yönetmen Hirokazu Kore-eda.




8. Must Have Been Love: 2013 Norveç – Finlandiya yapımı.  İstanbul’da tatil yaparken tanışan Finlandiyalı Kaisa ve Norveçli Jacob’un aşk hikayesini anlatıyor. Sadece 1 gün ve 1 gece beraber vakit geçirebilen Kaisa  ve Jacob’un yolları ayrılır. Daha sonra Kaisa, Jacob’a çok benzeyen Andreas’la tanışır ve çıkmaya başlarlar...Norveç sinemasının yeni yeteneklerinden Eirik Svensson yönetmen koltuğunda.




9. ‘1’: Bu sene hem “Senna” hem de “Rush” filmlerini seyretmiş ve de tüm filmler boyunca heyecandan gözlerini bile kırpmamış biri olarak bu filmi de hemen listeme aldım. Yönetmen Paul Crowder. 2013 İngiliz yapımı. 1950’de başlayan Formula 1 yarışlarını günümüze kadar getirip, 1960 ve 70li yıllarda ölümlü yarışların yapıldığı dönemleri ve güvenlik önlemleri getirilmeden evvel hayatlar pahasına yarışan karizmatik yarışçılarıı (Clark, Rindt, Cevert, Peterson ve Villeneuve) anlatıyor.




10. Anina: 8 yaş üstü herkesin izleyebileceği bir animasyon. 2103 Uruguay-Kolombiya yapımı. Adı-soyadı baştan ve sondan aynı şekilde okunan Anina Yatay Salas’ın okulda adı sebebiyle yaşadığı sorunları ve daha sonra Yisel ile çok iyi arkadaş olup bu sorunu aşmasını anlatıyor. Şeker bir film olmasını bekliyorum.J




* * *
Bu arada yukarıdakiler haricinde bu sene festivalde 3 tane de Türk filmi oynadı. Onları da listeme ayrıca aldım:

“Eve Dönüş: Sarıkamış 1915,” Alphan Eşeli Yönetmiş.

“Hayatboyu,” Yönetmeni Aslı Özge

“Taşkafa, Bir Sokak Hikayesi,” yönetmeni Andrea Luka Zimmerman, prodüksüyon Gülen Güler. Türk-İngiliz 2013 ortak yapımı.

Herkese İyi Seyirler,

Yeşil

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder