Bu sene 57. Londra Film Festivali 9 Ekim’de Tom Hanks’in
Filmi “Kaptan Phillips” galası ile başladı. Ne yazık ki vakitsizlik nedeniyle bu sene film festivaline
bilet alamadım. Fakat festival kitapçığını yine de inceleyip sene içinde en çok
seyretmek istediğim 10 filmi epey elemelerden sonra işaretledim. Bu filmlerin
bazıları muhtemelen sinemalara düşer, diğerlerinin de ya DVD'lerini bularak ya
da Apple Store’dan indirerek bir şekilde izleme niyetindeyim. Eminim büyük çoğunluğu da 2014 Oscar
ödüllerine aday olur, bekleyip göreceğiz.
1. Kaptan Phillips:
2009’da Somalili korsanlar tarafından kaçırılan Amerikan gemisini, Kaptan
Phillips (Tom Hanks) ve mürettebatını konu alıyor. Bourne serisini çeken
yönetmen Paul Greengrass imzalı.
2. Bay Banks’ı
Kurtarmak (Saving Mr.Banks): Tom Hanks’in bu sene içinde gösterime girecek
ikinci filmi. Aynı zamanda da Londra Film Festivali’nin kapanış gala filmiydi.
Collin Farell, Emma Thompson gibi diğer ünlü oyuncular da var. Mary Poppins yazarı PL Travers’in (Emma
Thompson) kitabının senaryo yazım aşaması için Londra’dan Hollywood’a
gelmesiyle başlayan olaylar serisini ve Walt Disney (Tom Hanks) ile tanışmasını
sihirli dokunuşlarla işleyen
eğlenceli bir film. Yönetmeni Lee Hancock.
3. Labor Day:
Amerika’daki İşçi Tatili haftasonu bir anne (Kate Winslet) ve oğlu (Gattlin
Griffith) bir alışveriş merkezi otoparkında yaralı bir adam (Josh Brolin)
bulurlar ve bu adam garip bir şekilde hayatlarına girerek hem kalbi yaralı
anneyi hem de çocukluktan gençliğe geçiş yapmakta olan genci etkiler. Hem
romantik hem de güçlü duyguları işleyen bir film deniliyor.Yönetmen “Juno” ve “Up
In the Air” filmlerini çeken Jason Reitman.
4. Inside Llewyn
Davis: Coen kardeşlerden eğlenceli bir film daha. 1960lı yıllarda bir türlü
solo olarak çıkış yapamayan Llewyn Davis (Oscar Isaac)’ın hikayesini anlatıyor.
Justin Timberlake’den en son “Great Gatsby” de oynayan Carey Mulligan’a kadar
geniş bir kadrosu var. Hem komik
hem düşündürücü hem de müzik açısından doyurucu bir film denmiş.
5. The Epic of
Everest: Bu film sinemalara düşmeyebilir. İngiliz Film Endüstrisi (BFI)’nin
arşivlerindeki en dikkat çekici dokümenter diye geçiyor. 1924 yapımı ama BFI
tarafından restore edilmiş. Everest’e tırmanma denemelerinin 3.sü yapılırken
hayatlarını kaybeden dağcılar George Mallory ve Andrew Irvine’ını anlatan
dokümenter sonunda bu dağcıların tepeye ulaşıp ulaşmadıkları sorgulanan konular
arasında. Aynı zamanda da Tibet hayatını filmleyen ilk eserlerden biri olduğu
söyleniyor.
6. Don Jon: “10
Things I Hate About You,” “Inception,” “Django Unchained,” “500 Days of Summer”
gibi son dönemde beğendiğim filmlerin hepsinde oynayan Joseph Gordon-Levitt
yine başrolde. Bu film, porno filmlerine düşkün olan Jon Martello’nun bir kız
arkadaş bulmasıyla yaşam ve eğlence şeklini değiştirmek için yaptığı uğraşıları
anlatıyor.
7. Like Father
Like Son: Bu film 18 Ekim’de Londra sinemalarında gösterime giriyor. En çok
görmek istediğim filmlerden biri.
Doğum sırasında karışan iki çocuğun yıllar sonra gerçek aileleriyle
buluşmalarını anlatıyor. Japon yapımı. Yönetmen Hirokazu Kore-eda.
8. Must Have Been
Love: 2013 Norveç – Finlandiya
yapımı. İstanbul’da tatil yaparken
tanışan Finlandiyalı Kaisa ve Norveçli Jacob’un aşk hikayesini anlatıyor.
Sadece 1 gün ve 1 gece beraber vakit geçirebilen Kaisa ve Jacob’un yolları ayrılır. Daha sonra
Kaisa, Jacob’a çok benzeyen Andreas’la tanışır ve çıkmaya başlarlar...Norveç
sinemasının yeni yeteneklerinden Eirik Svensson yönetmen koltuğunda.
9. ‘1’: Bu
sene hem “Senna” hem de “Rush” filmlerini seyretmiş ve de tüm filmler boyunca
heyecandan gözlerini bile kırpmamış biri olarak bu filmi de hemen listeme
aldım. Yönetmen Paul Crowder. 2013 İngiliz yapımı. 1950’de başlayan Formula 1
yarışlarını günümüze kadar getirip, 1960 ve 70li yıllarda ölümlü yarışların
yapıldığı dönemleri ve güvenlik önlemleri getirilmeden evvel hayatlar pahasına
yarışan karizmatik yarışçılarıı (Clark, Rindt, Cevert, Peterson ve Villeneuve)
anlatıyor.
10. Anina: 8
yaş üstü herkesin izleyebileceği bir animasyon. 2103 Uruguay-Kolombiya yapımı.
Adı-soyadı baştan ve sondan aynı şekilde okunan Anina Yatay Salas’ın okulda adı
sebebiyle yaşadığı sorunları ve daha sonra Yisel ile çok iyi arkadaş olup bu
sorunu aşmasını anlatıyor. Şeker bir film olmasını bekliyorum.J
* * *
Bu arada yukarıdakiler haricinde bu sene festivalde 3
tane de Türk filmi oynadı. Onları da listeme ayrıca aldım:
“Eve Dönüş: Sarıkamış
1915,” Alphan Eşeli Yönetmiş.
“Hayatboyu,” Yönetmeni
Aslı Özge
“Taşkafa, Bir Sokak Hikayesi,”
yönetmeni Andrea Luka Zimmerman, prodüksüyon Gülen Güler. Türk-İngiliz 2013
ortak yapımı.
Yeşil
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder