10 Ekim 2013 Perşembe

Kurban Bayraminda Londra’ya gelenler icin tavsiyeler...

enjoyyourholiday.com sayfasından alınmıştır

Bayram tatilinizi Londra’da geçirmeyi planladıysanız işte size son dönemde talep gören lokanta önerilerimiz;




Shard: Batı Avrupa’nın en uzun binası, Londra'nın yeni ikonik mimarisi yerine mimari ikonu mu desek… Içinde güzel vakit geçirebileceğiniz üç ayrı restoran, Oblix, Hutong ve Aqua, bulunmakta.
Londonbridgequarter.com sayfasından alınmıştır.

Bill’s: Kahvaltı, öğle yemeği ve rahat, neşeli, lezzetli bir akşam yemeği için güzel bir mekan.  Covent Garden ve High Street Kensington’da mevcut.


Wolseley: Işte size bir Londra klasiği. Merkezi, lezzetli, sade ama çok şık bir mekan. Kahvaltınızı ederken ya da öğlen yemeğinizi yerken “celebrity” lerle beraber şampanyanızı yudumlamaya hazır olun.

Automat American Brasserie: New York’un tatlarını Londranın merkezine taşıyan, çok rahat edeceğiniz bir mekan.


Balthazar: 1997 yılında New York'da açılıp Londra'nın merkezi Covent Garden'a uzanan, sabah kahvaltısından akşam yemeğine, 5 çayından haftasonu brunch'a kadar ilerleyen geniş bir menü. Son dönemde Londralılar arasında gayet tavsiye edilen bir yer.


Burger & Lobster: Bu senenin en 'in' yerlerinden biri. Rezervasyon almıyor. Kocaman lezzetli hamburgerler ve istakoz yemeniz mümkün. İçerisi kalabalık oluyor genelde ama sıra beklerken barda takılabilirsiniz. Soho ve Mayfair şubeleri güzel. Farringdon ve City’de de iki şube daha açıldı. Rahat bir mekan.


Cut:  Beverly Hill’den Londra’ya gelen Cut, tamamen et üzerine kurulu. Biraz pahalı ama güzel bir ortam. Rezervasyon istiyor.


Sushi Samba: Japon, Brezilya ve Peru kültür ve yemeklerini tek tabakta sunan bir lokanta. Son dönemin popülerlerinden. Değişik tatlara ilginiz varsa mutlaka deneyin.

www.ssauk.com sayfasından alınmıştır

Biraz da kültür diyelim;


Tate Britain: Çok şanslısınız çünkü 20 Ekim’de sonlanacak olan “Lowry” sergisini yakalayabilirsiniz. Modern hayattan manzaraların olduğu bu sergiyi kaçırmamanızı tavsiye ederiz.


Tate Modern, 16 Ekim’de Paul Klee sergisi başlıyor, 9 Mart 2014’e kadar devam edecek.

 
British Museum: 17 Ekim’de Meksika’nın El Dorado hazineleri sergilenmeye başlanıyor. Çok etkileyici bir sergi olacağına eminiz.


Victoria and Albert Museum: Farklı sergilerin olduğu bu müzeyi ziyaret etmenizi öneririz. Içinde modadan mimariye, seramikten fotoğrafa çok farklı tatlar olan, merkezi bir adres. ‘Inciler’ sergisi yeni açıldı ve çok dikkat çekti.


Sommerset House: Londra Moda Haftasının da yapıldığı bu mekanı da görmek isteyebilirsiniz. İçinde farklı bölümlerde farklı sergilerin olduğu, yemek için ya da bir kahve molası için kafelerin olduğu, hava güzelse bahçesinde vakit geçirebileceğiniz eşsiz bir mekan. Yemek için Tom’s Kitchen i tercih edebilirsiniz.


 Natural History Museum: Merkezi, görmeye değer, farklı gösterimlerin farklı sergilerin olduğu tarihi tatları olan bir müze. 16 Ekim itibariyle Wildlife Photographer of The Year Sergisi başlıyor. Her sene aynı döneme denk gelen bu sergiyi gezmek doğa severler için çok keyif verici.



Ve eğer çocuklarınızla gelme niyetindeyseniz;


Aquarium: Her yaştan çocuğun bayıldığı bir müze burası. Üzerinizden minik köpekbalıkları geçerken, bir yandan deniz kaplumbağalarıyla da konuşabilirsiniz. Çıkısta kendinize ve çocuğunuza orada gezerken çekilmis olan fotoğraflarınızdan derlenen foto kitapçığından almayı unutmayın.


 London Zoo: Londra’nın kuzeyinde Regent’s Park’ta olan London Zoo’yu hem büyükler hem de küçükler çok seviyor. Huzurlu, harika bir mekan. Çocuk cenneti diyebiliriz.  Penguenlerin yaşadığı alan büyük bir renovasyonun ardından 2013’te tekrar açıldı, görmeniz şiddetle tavsiye edilir.


Science Museum: Çocuklarınız biraz büyükse bu bilim müzesine bayılacaklardır. Sizin de gezerken sıkılmayacağınız hatta tam bir günü rahatlıkla ayırabileceğiniz bir müze.  Nispeten yeni olan ve her geçen gün yeni aktiviteler eklenen Darwin Centre ve Cocoon’u (Kozayi) gezerken genetiğiniz hakkında çok yeni bilgiler edineceksiniz.  Attenbrough studio’da interaktif show’lara katılmayi ihmal etmeyin.  Çocuğunuz 3-6 yas arasındaysa en alt katta The Garden; 6 yas üzerindeyse 5. Kattaki Launchpad’e mutlaka götürün, eminiz sizin de icinizdeki bilim adami ortaya çıkacak!!  Launchpad’deki titresimli radio deneyini yapıp da şaşırmayan birini bilmiyoruz.  Eğer insan vücuduyla ilgili deneyler ilginizi çekiyorsa yine interaktif bir bölüm olan “Who Am I? “ bölümünde genetiğinizle ilgili bilgiler sizleri çok sasırtacak.  Ve son olarak da 4. kattaki interaktif enerji bolümünü de ziyaret etmenizde fayda var deriz.  Bütün bunlardan sonra çok yorulursanız IMAX’de bilim ve doğa ile ilgili filmlerden birini ya da belki de ikisini izlerken hem eğlenecek, hem bilgilenecek ve hem de dinleneceksiniz!


Son dakika çocuğumu tiyatroya da götüreyim derseniz www.lastminute.com sayfasından ilginizi çeken oyunlara bakabilirsiniz. Özellikle Wicked ve Billy Elliot çocuklar tarafından çok beğenilen oyunlar.



Eğer şanlısysanız tatiliniz süresince günes parlıyorsa, size tavsiyemiz bir gününüzü parklarda sezlong kiralayıp kitabınızı okuyarak gecirmeniz. Bunun için Hyde Park, Battersea Park, Regent’s Park, Holland Park gibi parkları seçebilirsiniz.


Eminim sizler de böylesine kalabalık ve yoğun bir sehrin ortasında, bu kadar yesil, bu kadar sakin, bu kadar sessizliğin mümkün olabildiğini gördüğünüze bizim kadar cok şasıracaksınız…


Tatilinizin güzel geçmesi dileğiyle…


Sevgilerimle

Mavi


 

2 yorum: