25 Mart 2014 Salı

İstanbul'da Son Dönem Restoran ve Kulupleri Sizin İçin Gezdik, Yazdık.


Fotoğraf  Kemal Özen (KEMAL_OZEN / Instagram)  tarafından çekilmiştir.
 
Yazılarımızdan da farkındasınızdır herhalde; biz Bilmiş Kadınlar Kulübü mensupları olarak gezmeyi pek bir seviyoruz! Bu sefer İstanbul’da sizin için yeni mekanları gezdik, gittiğimiz ‘yeniler’ ile ilgili görüşlerimizi de sizinle aşağıda paylaşıyoruz.


Yeni Lokanta: Şef Civan Er’in yeni açtığı bu mekan, geleneksel Türk mutfağını yeniden değerlendirerek hazırladığı menüsü, esnaf lokantası ile Fransız bistro tarzının karışımında iç dekoru ve güzel kokteylları ile gerçekten İstanbul’da yeni bir lokanta. Defalarca arayıp yer bulamadıktan sonra, 3 hafta evvelden ayırttığımız masamıza bir Perşembe akşamı nihayet oturabildik; iyi ki de oturmuşuz! 



Biz menüdeki yemeklerin %70’ini içeren tadımlık menüyü seçtik. Odun fırınında kendilerinin yaptığı inanılmaz ekmekten sonra zencefil ve cevizli havuç ezmesi, zeytinyağlı ayvalı kereviz, narlı kısır, Denizli’nin yanık yoğurduyla çalı fasulye, közlenmiş patlıcanlı ıspanak eşliğinde ızgara ahtapot, ılık barbunya püresi eşliğinde cevizli Antep sucuğu, hellim peynirli köfte, kuru patlıcanla doldurulmuş vejeteryan mantı gibi klasik Türk mutfağından yemeklerin modernleştirilmiş hallerini zevkle yedik. Türk mutfağının sıcak yemekleri et ağırlıklı olsa bile, Yeni Lokanta’nın menüsünde şaşırtıcı şekilde vejeteryan yemekler ağırlıklı. Yemeklerimizi bitirince tatlı olarak müz ve karamel sosunda antep fıstıklı mozaik pasta ve işli dondurma ve ballı muhallebili kadayıf kızartması getirildi; ikisi de çok lezizdi. Tadımlık Menü ise o kadar zengin ki herşeyi tatsak bile (tatlı dışında) hemen hemen hiç birşeyi bitiremedik!  O yüzden tadım menüsü ısmarlayacaksanız ve yanınızda erkek yoksa,  bir tadım menüsü 3 bayana rahat rahat yeterli oluyor, aklınızda olsun.


Hepimizin favorisi olan kuru patlıcanlı vejeteryan mantı.


Patlıcan salatası eşliğinde ızgara ahtapot.




Kumbaracı Yokuşu No:66. Beyoğlu, 0212 2922550

Flamingo : Asmalı Mescit’te yaklaşık 5 sene evvel açılan Bird adlı lokantanın sahiplerinin yeni lokantası olan Flamıngo’nun iç mimarisi, sık bari ve zengin menüsü çok hoşumuza gitti. İki kere gittiğimiz Flamıngo’ya her iki ziyaretimizde de önden barda Barmen Tamer Bey’in hazırladığı çok leziz ve yaratıcı kokteyllar içtik. Mesela, Satsuma Rapsodi adlı rom ve satsuma suyundan hazırlanan kokteyli bir harika! Arkadaşım Flying Rossini adlı prossecco ile çilek ve gül kuruşu gibi lezzetlerin püresinden hazırlanan bir kokteyl içti. Eşim ve diğer arkadaşım ise önce gin martini sonra saketini içtiler. Hepimiz bardan pek memnun ayrıldık.



Yemeklere gelince, menüden seçtiğimiz ana yemekleri çok beğendiğimizi söyleyemeyeceğiz. Önden paylaştığımız şarküteri tabağı, kızarmış karides, orkinos tartar ve kereviz ve avakadolu enginar salatası ise çok hoşumuza gitti. 



Daha sonra yediğimiz lagos ızgara fazla kurumuştu. Hafif acılı yengeçli tagliatellenin yengeçlerinde belirgin bir dondurulup çözülme lezzeti olduğundan beğenmedik. Deniz mahsullu tagliatelle ise bize farklı bir tat olarak gelmedi.

Yengeçli makarna.


Fakat koloniyal dönemlerden kalmış havası veren bu şık restorana, kokteyl içmeyi sevenlerinize özellikle bardaki leziz içkileri için gitmenizi tavsiye ederiz! Bazı günler özel DJ eşliğinde belli bir saatten sonra klüp havası aldığını da söyleyelim.



Asker Ocağı Caddesi No: 1, Taksim, 0212 2326868

İnarı Sushi Omakase : Sade bir şıklığa sahip bu sushi lokantasının taze malzemeleri, yaratıcı menüsü ve İstanbul’da sushi için nispeten uygun fiyatları ile biz Kuruçeşme’de ki İnarı Sushi’den memnun kaldık. 




İnarı’nın menüsünde çeşit çeşit sashimi (pişmemiş balık) bulabilirsiiniz; klasik sashimiler dışında palamut ve kılıç sashimi bize ilginç geldi. Ayrıca, menüde nigiri (pilav üstü yerleştirilmiş çığ balık) ile hepimizin bildiği klasik roll sushi çeşitleri de mevcut ve oldukça bol. 


Nigiri.


Bize asıl ilginç gelen ise klasik rollarda daha evvel Türkiye’de görmediğimiz deneysel sayılacak lezzetlerdi. Örneğin çilek, armut, üzüm, pırasa ve özel soslar kullanılmış roll’lar çok hoşumuza gitti. Başka bir rollda ızgara et olması da dikkatimizi çekti. 


Arsipel Roll.



Samimi ortamı, bilgili ve kibar servis elemanları ile burayı muhakkak tavsiye ederiz. Ancak biz bir Cumartesi akşamı gittiğimizde küçük sayılabilecek mekan tamamen doluydu ve sadece 2 servis elemanı bütün masalara yetişemiyordu. Daha sonra takviye arkadaşlarını çağıran servis elemanları, bizim masamıza Japon kibarlığıyla ikram olarak farklı rollardan getirdiler. Ayrıca, buranın sahibi aynı zamanda hemen yukarıda bulunan Arşipel balık restoranının da sahibi olduğundan, Arşipel’e yemeğe gelenler de isterlerse sushi ısmarlayabiliyorlarmış.


Crunch Tuna Roll.

Son olarak da İnarı Sushi’nin adında da geçtiği gibi bir omasake restoranı olduğunu hatırlatalım. Omakase Japonca’da Türkçedeki “masayı donatmak” gibi bir kavram; seçimleri Şef’e bırakıp siz de farklı bir yemek tecrübesi için masanızı donatmayı deneyebilirsiniz!


Tora Roll.
 
Kuruçeşme Mahallesi, Kuruçeşme Caddesi No: 11, Beşiktaş, 0212 2659601
 
Beşiktaş Çarşı’da Meyhaneler : Beyoğlunda Nevizade Sokak’da yıllardır meyhane masaları dışarılara taşmış, herkes sokakta oturarak rakılarını içip yemek keyfi yapmak için oraya giderken, yakın bir zamanda dışarıya masa koymak Belediye tarafından  yasaklandı biliyorsunuz. Bütün masalar içeriye taşınınca hem Nevizade’nin havası değişti hem de gidenler gitmemeye başladı. (Hatta Leblon gibi civardaki bazı eski lokantaların kapanmaya başlandığını  üzülerek duyduk.) Ya peki Nevizade müdavimleri ne oldu? Gördüğüm kadarıyla onlar da Beşiktaş Çarşı’daki meyhanelerin bulunduğu sokağa, kışın bile dışarıda oturmaya gitmeye başlamışlar! O kadar ki, Beşiktaş Çarşıdaki meyhanelerin bulunduğu sokaklar her akşam tıklım tıkışık dolu… Biz iki kere Babalık adlı meyhanede oturduk, ama diğerleri de denenmeye değebilir. 





DiVine Brasserie and Jazz Club : Nişantaşı Mahallesi Topagacı bölgesindeki bu mekana ilk Ocak ayında gittim. Meğer önünden defalarca geçmişim ve fark etmemişim! Caz Kulübüne tipik bir Fransız brasserie’si görünümündeki lokanta kısmından giriliyor. Biz burada yemek yemedik ama bir dahaki gidişimizde yemekleri denemeyi düşünüyoruz. 




Caz barı çok küçük ama bir o kadar da şirin. Hafif Fransız country tarzı denebilecek gri boyalı duvarları, mozaik bar bölümü ve los ışıklarıyla pek hoşumuza gitti. Hatta bizim dinlemeye gittiğimiz Avrupa’da yaşayan Türk sanatçı Sanem Kalfa da ben Türkiye’de bu kadar otantik bir caz barı görmemiştim dedi. Sanem’in sesi beni çok etkiledi; sadece beni de etkilememiş, 44. Montreaux Jazz Festivalinde vokal yarışmasında birincilik almış Sanem! Her hafta değişen müzisyenleri, DiVine’in ınternet sitesinde yayınladıkları aylık takvimden takip edebilirsiniz.

Nişantaşı Ihlamur Yolu Sokak, Sokullu Apt. No: 34 / B, Şişli, 0212 2318469    


Karaköy Lokantası : Karaköy Lokantası aslında pek de yeni sayılmaz. Defalarca gittiğimiz bu restoranı nedense hep akşamları ziyaret etmiştik. Sonra öğlenleri de keyifli olduğunu duyunca bir de öğlen denemeye karar verdik.Meğer buranın her öğlen giden müdavimleri oldukça bölmüş, civardaki işyerlerinden gelenlerin sayısı da o kadar çokmuş ki gerektiğinde bizim yaptığımız gibi yemek masaları paylaşılıyormuş! 



Çinilerle süslü duvarları, son derece ilgili servis elemanları ve biraz daha kısıtlı bir öğlen menüsü ile çok keyifli bir yemek yedik. Mümkün oldukça organik ürünler kullanılan ancak her halükarda kalite ve tazeliğe önem verilen bu restoranda şahane bir yeşil salata yedik; menüde bulunmayan ve nane ve dereotu gibi yeşilliklerle süslenmiş tarifimize uygun salatamızın tadı damağımda kaldı. Yediğimiz istavrıt yine son derece taze, zeytinyağlı enginar da lezzetliydi. Masamızı paylaştığımız Bey ise özellikle etli yaprak sarmasını tavsiye etti, kendisi de restoranın öğlen müdavimleri arasındaymış.

Yolunuz düşerse Karaköy Lokantasını öğlen de denemenizi tavsiye ederiz.

Kemankes Caddesi No: 37, Karaköy, 0212 2924455

Roka Pera : Beyoğlu’nda eskiden Şarabi adlı restoranın ve Çeşme Alaçatı’da yıllardır Roka Bahçe’nin sahipleri yaklaşık iki hafta önce Beyoğlu Pera’da Roka Pera adlı restoranı açtılar.
 



Ege mutfağının lezzetlerini tadabileceğiniz bu mekanı henüz deneme imkanımız olmadı ama keyifli bir yer olabileceğini düşünerek hemen radarımıza aldık. Bizden evvel deneyecek olursanız, beğenip beğenmediğinizi mutlaka bize haber verin!

Meşrutiyet Caddesi, Ansen No: 130, Tepebaşı, 0212 245 8817


Hepinize iyi gezmeler, güzel yeme-içmeler dileriz!

Sevgiler,

Mor



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder