5 Haziran 2014 Perşembe

YENİ MODA: BEKARLIĞA VEDA SEYAHATLERİ



Son zamanlarda hayli dikkatimi çeken ve sıkça gözlemlediğim, bekarlığa veda partisi modası sanırım beni rahatsız ediyor.

Bekarlığa veda partileri aslında benim kanaatimce evli erkeklere bekar arkadaşlarını bahane ederek, eski sorumsuz zamanlarını hatırlamak amaçlı, evlilik, çocuk, iş ve ev geçindirme stresinden kaçış yöntemi haline dönüşüyor; ve sanki evli erkeklere bekar erkeklerden daha çok heyecan veriyor. Belki de birinin bekarlığa vedası diğerlerinin bekarlığa merhabasına dönüşüyor.

Bu konu beni biraz üzünce bir profesyonele danıştım. Danıştığım psikiyatristin görüşü şu şekildeydi; erkekler eğer eski lise veya üniversite veya gençlik arkadaşları ile tekrar görüşüyor ve ‘chat’leşiyor ise, eski sorumsuz zamanlarını özlüyor ve mutsuz demektir. Sonra psikiyatrist bana benim gençlik (lise) arkadaşlarımla görüşüp görüşmediğimi sordu. Ben de biraz konuyu farklı bir açıdan incelemeye başladım: benim görüştüğüm arkadaşlarımın hepsi belli yaşta, iş sahibi ve anne olan hanımlar. Hepsi, aklı başında ve sorumluluk sahibi insanlar. Resme o şekilde bakılınca, acaba geçen seneler kadınları daha çok olgunlaştırırken  erkeklere daha mı ağır geliyor diye düşünmeye başladım.

Ben her zaman kendi hayatımda eşitlikten yanayım; kadınlar erkeklerin yaptıklarını yapamaz, yapmamalı diye asla düşünmem.

Kız arkadaş gruplarım, bildiğiniz Bilmiş Kadınlar Kulübü üyeleri de dahil, her sene Roma, Paris gibi Avrupa’nın popüler bir şehrine seyahat organize ediyor ve ben de o keyifli gezilere mutlaka katılıyorum. Süslenip, güzel giyinip, popüler mekanlarda yemeklere gidiyoruz. Girdiğimiz mekanlar adeta bizlerle şenleniyor. Gezip tozarken etrafımızda gördüğümüz güzel insanlar bizleri mutlu ediyor. Ama her zaman bir asalet içinde oluyoruz. Kısacası, bizim seyahatlerimiz her zaman oldukça seviyeli, hiç ama hiç cıvımıyor. Çocuklarımızdan, dadılarımızdan, kocalarımızdan, ailelerimizden konuşuruz. Iş ve moda ile ilgili konular dahil bizde konular limitsiz ve muhabbetlerimiz saatlerce akar gider. Zaten hukuk ve psikoloji eğitimi olan hanımlardan oluşan bir gruptan aksi de beklenmez.

Eşlerimiz ise, erkek erkeğe gezileri için bu aralar Las Vegas, Amsterdam ve son zamanlarda Berlin’i tercih ediyorlar. Seyahatleri daha havaalanından güzel kızlar tarafından karşılanmalar ile başlayıp, otel odalarında striptiz gösterileri, kumar dahil bizlerden farklı bir eğlence tarzı olan ayrı gruplarla geziyorlar.


Peki acaba erkekler (kocalarımız) erkek erkeğe bu seyahatlere gittiklerinde, veya bekarlığa veda partileri niyetiyle seyahat ettiklerinde, neler yapıyorlar? “The Hangover” (“Felekten Bir Gece”) adında ki filme mi dönüşüyor ortam? Saydığım erkek gezileri için moda şehirler zaten bi anlamda tehlikeli sayılmaz mı?

Erkekler de bizim gibi işlerinden, eşlerinden, dadılarından veya ailelerinden, modadan veya politikadan mı konuşuyorlar? Belki futboldan veya diğer sporlardan konuşuyor olabilirler, belki bizim gibi etrafta gördükleri güzel insanlardan söz ediyor olabilirler. Ama asıl soru, konuları bizimkiler kadar masum mu veya acaba erkeklik içgüdülerine bürünüp, birbirlerini de coşturup, hatta belki rekabete girip çapkınlık yarışına mı dönüşüyor ortalık?

Çok merak ediyorum ve hatta biraz da korkuyorum ve üzülüyorum, ne yalan. Acaba erkekler beraberlerken korktuğum ortamlar oluşuyorsa, etraflarına, eşlerine, çocuklarına, ailelerine verebilecekleri zararın, üzüntülerin farkındalar mı? Ya da kaç evli erkek bu farkındalıkla öyle bir ortamda “uygun” yani etrafı üzmeyecek bir şekilde davranabilecek güce sahip?  Benim kocam bu güçlü erkeklerden biri mi? Veya ben fazla mı detaylı düşünüyorum acaba? Kişiliğim fazla mı risk hesaplarına bağlı ve kendi hayatıma uyguladığım davranış şekillerini başkalarından ve hatta eşimden beklemem yanlış mı? 

Kaç kadın sizce bu seyahatleri ‘masum bir gezi‘ diye düşünüyor veya düşünebiliyor? Veya bu durumda evde çocuklarıyla bırakılan hanımlar ‘aman canım, bu hafta sonu evde çocuk bakıp, kafamı dinleyim mi’ diyorlar acaba?

Ben hem korktum, hem oralı olmadım. Durumla barışmak üzere eşimin arkadaşlarıyla baş başa gittiği farklı seyahatlerde kendi ruh sağlığım için farklı taktikleri denedim. Düşündüm de, düşünmedim de. Evde oturup kafa da yorduğum seyahatleri oldu eşimin; ama bir de çocuklar ile scooter’a binip parkta gezdiğim, akşamında da çocukları yatırıp arkadaşlarımla yeni mekanlar keşfettiğim ve eğlendiğim seyahatleri de oldu. Ama çıkıp kendi arkadaşlarımla eğlendiğim gecelerde bile,  sonunda eve geldim ve bebeğimin akşam 12 deki sütünü verip balkabağına dönüşme misali gene sorumlu anne modeline hızlıca geri döndüm.

Daha evvel de söylediğim gibi cinsiyet ayırımına gerçekten karşıyım. Evliliklerde her iki tarafın da belli istekleri, veya zamanla kafa dağıtmak için arkadaşlarıyla kısa seyahatler yapma arzusu olduğu dönemler olabilir. Ama yetişkin ve sorumluluk sahibi insanlar olarak, kafa dağıtırken veya kısa bir mola da olsa arada sırada bazı şeylerden kaçarken geride bırakılanları da unutmamalı ve hatta düşünmeli.

Sevgiler,


Dore

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder